Orta Doğu Ve Balkanlar’dan gelen soğuk havaya bir iade-i ziyaret yapmayı düşünenler için mis gibi bir Macaristan listesi hazırladım.
Gezilecek yerlerini anlatacağım Macaristan hakkında bilgi vermeye onların söylemiyle başlayayım: “The country surrounded by itself”. Gerçekten de etrafı kendisi ile sarılı bir ülke burası. Çünkü başından geçmiş onca savaştan sonra toprakları küçüldükçe birçok Macar da komşu ülkelerde yaşamaya başlar hale gelmiş.
Ama Macaristan küçülse de ünü büyümeye devam etmiş. Paprikası, macar salamı ile mutfağıyla, su topu sporundaki başarısı ve Orta Avrupa’nın en çok turist çeken ülkelerinden biri olmasındaki namıyla her gezginin durağı olmuştur, olacaktır. Sebepleri de sadece saydığım kadar değil elbette.
Mimariden kültürüne, hatırı sayılır derin tarihine kadar her yönüyle turistlerin ilgi odağı olması için bir sebebi var. Ben de bu odak noktalarından bazılarını sizin için derledim. Size düşen de, yazıyı okuyup Macaristan Konsolosluğu resmi web sitesi’ne girmek ve işlemlere başlamak olacak. Haydi bakalım!
İçindekiler
Szeged Kasabası Katedrali
Szeged de bir başka tatlı Macar kasabası. Ülkenin genelinde olduğu gibi burada da bulabileceğiniz thermal banyolarda iyice rahatladıktan sonra kasabaya ün katmış olan katedrali gezmenizi tavsiye ederim.

Katedralin çok köklü bir tarihi bulunmuyor ama muazzam bir mimarisi olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Szeged Katedrali, 1930 yılında tamamlanmıştır ve Macaristan’ın dördüncü büyük kilisesidir. 92 metre yüksekliğindeki kuleleri ve 33 metre yüksekliğindeki kubbesi ile ihtişamlı olan bu yapıyı gördükten sonra, yine Szeged’de bulunan ve Macaristan mutfağının vazgeçilmezi olan yiyeceklerden Paprika Müzesi’ni de gezmeyi unutmayın.
Parlamento Binası
Macaristan’a gelip Budapeşte’ye gitmemek, Budapeşte’ye gidip Parlamento binasını görmemek olmaz. Zaten görmemeniz de imkansız. Bu devasa ve muazzam mimariye sahip binanın Budapeşte’nin en görkemli yapısı olduğunu söylersem abartmış olmam. Zira, Avrupa’nın da 3. en büyük parlamento binası olması kendileri. Parlamento binasının 691 odası bulunuyor. 96 metre yükseklik ile şehrin en yüksek yapısı olan bian neo-gotik mimari harikası.
Ayrıca bu yükseklik bir tesadüf değil; Macaristan Krallığı’nın kuruluş tarihi olan 1896 yılına da bir gönderme. Din ve devlet işlerini ayıran sembol niteliğinde olan bina kraliyet mücevherlerinin ve tacının da yuvası.
Tuna Nehri
Budapeşte’ye gidip Tuna Nehri’ni görmemek tabii imkansız. Zaten nehir, şehri ikiye ayırıyor. Macaristan turistik yerler denince akla gelmesi kaçınılmaz olan Tuna Nehri’nde yapabileceğiniz tekne turları size şehrin iki yanınından da harika manzaralar sunacak. Ayrıca nehir kenarında yürüyüş yaparsanız Tuna Nehri heykellerini de görebilme şansınız var. Bunlardan en ünlüsü “Küçük Prenses” ve “Tuna kıyısındaki ayakkabılar” heykelleridir.
Hortobagy Ulusal Parkı
Ulusal Park, Debrecen’deki Büyük Ova’nın bir parçası olan park aslında 800 kilometrekarelik bir alana yayılmış bulunuyor. Park, Macaristan’da kurulan ilk milli park özelliğine de sahip. Gördüğünüz anda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne neden girdiğini anlayacaksınız. Birçok canlı türüne ev sahipliği yapan parkı en çok kuş gözlemcilerinin seveceğiniz düşünüyoruz, çünkü 342 farklı tür yaşıyor burada. Yanı sıra birçok başka canlının da evi olan parkta yürüyüş yapabilir, bisiklete binebilir ya da Tizsa Gölü’nde botla gezebilirsiniz.
Szentendre Kasabası
Macaristan’da yaşamak nasıl olurdu, diye düşünenlere söyleyebilirim ki birçok farklı kültürün izleriyle, yoğun bir tarihi yapıyla ve enfes mimari örnekleriyle çevrili olmak demek. Szentendre Kasabası da buna bir örnek. Pest ilçesinde yer alan kasaba Sırplara da ev sahipliği yapmış. Ancak 19. yy’da Macarlar, kasabadaki Sıprlar’ın asimile olmasına neden olmuş.
Kasabada bulunan Macar Açık Hava Müzesi size buranın tarihiyle ilgili fazlaca bilgi verecek bir yer. Bunun dışında kasabanın ana meydanı ise size çok da yabancı gelmeyecektir. Daha önce okuduğunuz dergilerde rastgelmiş olmanız mümkün. Siz yine de ayrı ayrı geçmişleri bulunan evlerin olduğu meydanı bizzat gidip görün.
Hévíz Gölü
Budapeşte dışında da gezmeniz gereken Macaristan şehirleri ve o şehirlerde görülmeye değer yerler var. Bunlardan biri de Zala. Kendisi dünyanın en büyük termal gölü olan Hévíz Gölü’ne ev sahipliği yapıyor. Hévíz Gölü’nün suyu çok hızlı bir şekilde yenileniyor. Bu açıdan da sağlık turizminin en özde noktalarından birini oluşturuyor. Suyun içinde bulunan yayarlı miktardaki kükürtlü maddeler gezme keyfinize sağlık katsın isterseniz, Zala’ya uğramadan dönmeyin.

Neo-Romanesk Katedrali
Epey uzun bir tarihi var katedralin. Roma İmparatorluğu’na kadar uzanan geçmişi boyunca inşası ve yapımı farklı zaman dilimlerinde yenilenmiş bulunuyor. Katedralin inşası 1064 yılında yapılmış. Romanesk mimari örneği olan bu yapımın ön cephesi ise 1882 ile 1891 yılları arasında tamamlanmış. Günümüzde bulunan haliyle ise bir 19. yy yapımı. Katedralin kulelerinin yüksekliği 60 metre olan katedralin 1064 yılına ait olan ancak artık yeni yapımında bulunmayan parçaları ise sergileniyor. İçindeki atmosfer ise nefes kesiyor.
Ülkenin farklı farklı köşelerine gidip, bambaşka eserleri ve gezilecek noktaları görmek için yola çıkmanız yeterli. 8-15 Ağustos tarihlerinde Danuba Nehri’nin ortasındaki adada düzenlenen Sziget Müzik Festivali’ne de katılabilirsiniz. Avrupa’nın en büyük müzik festivali olur kendileri. Keyifli geziler.