Milyonlarca yıl boyunca gizli kalmış Son Doong Mağarası hakkında bilgi sahibi değilseniz, sizin için yazdığım yazıyı hemen okumalısınız!
Bu yazı tam bir keşif hikayesi… Son Doong Mağarası hem milyonlarca yıl boyunca saklı kalmış olmasıyla hem de gizeminin gölgesinden sıyrıldığında ortaya çıkan güzelliğiyle aklınızı başınızdan alacak. Açıkçası, benim aklım çoktan bu dünyanın en büyük mağarasına uçup kaçtı bile. O yüzden hemen siz de tanıyın istedim.
İçindekiler
Tesadüfler Keşiflere Vesile Olmuş
Mağaranın tam adı “Hang Son Doong”, anlamı ise “Dağ Nehri Mağarası”. Son Doong Mağarası Vietnam’da bulunuyor. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Phong Nha-Ke Bang Ulusal Parkı’nda yer alıyor.
İlk kez 1991 yılında yerel halktan olan Ho Khanh isimli bir çiftçi ormanda çıkan fırtına yüzünden sığınacak bir yer bulduğunda ortaya çıktı. Mağaranın yerini bulan çiftçi burasının yepyeni bir yer olduğunu anladı ancak içeriden gelen tuhaf seslerden korktuğu için mağaranın içine giremedi. Zaten girse bile tek başına bir keşif gerçekleştirebilmesi de mümkün değildi. Çünkü birçok kişi için mağara dünyanın en büyük mağarası olarak kabul ediliyor.
Mağaranın ortaya çıkmasıyla birlikte profesyonellerce de harekete geçildi tabii. Tam olarak yerinin belirlenmesi ve yeni bir keşif olarak nitelendirilmesi İngiliz Mağara Araştırmaları Derneği sayesinde oldu. 2010 yılını bulan bu keşifle birlikte Son Doong Mağarası gizemi ortadan kalktı ve yerini mağaranın nefes kesen güzelliği aldı.
Mağara, yerli halk için de oldukça büyük önem taşıyor. Çünkü Vietnam Savaşı sırasında ağır tahribat gören o yörenin geçim kaynakları oldukça kısıtlı. Bunların başında da savaş zamanından kalan ve hala birçok yerde bulunan mayınlardı. Bunların parçalarını söküp satarak para kazanmaya çalışan birçok kişinin başka seçeneği yoktu. Bu da beraberinde birçok ölümü getirdi. Ancak Son Doong’un keşfi ile insanların uyanan ilgisi oradaki köylüler için başka bir gelir kaynağı olabilen turizmin canlanmasını sağladı.
Doğanın Saklı Mucizesi
Dile kolay sevgili keşif severler, mağaranın geçmişinin 3 milyon öncesine kadar dayandığı düşünülüyor. Bu doğal güzelliğin bunca zaman boyunca saklı kalmış olması hem çok şaşırtıcı hem de büyüleyici. Elbette, bu kadar zaman boyunca saklı kalmış olan mağaranın bozulmadan günümüze gelmiş güzelliği de nefes kesici.
Mağaranın kalkeri akan nehir tarafından zayıflatılmış. Bu sayede dolin adı verilen açıklıklar meydana gelmiş. Bu açıklıklardan içeri giren güneş ışığı mağaranın içinde yaşamın uyanmasına olanak tanımış. Şu anda mağaranın kendine ait bir ekosistemi bulunuyor. İçindeki hava ve bitki örtüsü tamamen kendiliğinden meydana gelmiş bulunuyor.
Mağaranın genişliği 200 metre ve yüksekliği ise 150 metreyi buluyor. Yaklaşık olarak 9 km’lik bir alanı keşfedilmiş olan mağaranın aslında 139 km uzunluğunda olduğu düşünülüyor. Kendi içinde de birçok mağara barındıran Son Doong Mağarası turu ise yalnızca 5 km’lik bir alanı kapsıyor. Ancak mağaranın bu ana alanı New York City bloğunu içine alacak kadar geniş.
Görkemli Bir İç Mekan
Her mağaranın içinde küçük göller ve dikitler olmasına elbette alışkınız. Ancak Son Doong’un diğer mağaralardan ayrılan oluşumları görenleri büyülemeye yetiyor. Her şeyden önce insanların yanlarında küçücük kaldığı geniş ağzından içeri girildiğinde görülen dikitler devasa boyutta. İçlerindeki en yüksek dikitin uzunluğu 70 metreyi bulabiliyor.
İçine 40 katlı bir gökdelenin sığabileceği kadar yüksek olan mağara sadece devasa dikitlerden de oluşmuyor. İçinde 200 metre derinliği olan bir göl bulunuyor. Ayrıca bazı küçük plajları, bir yağmur ormanı bile bulunuyor. En ilgi çekici oluşumlar ise misket taşlar.
Doğal oluşumların yanı sıra birçok canlı türüne de ev sahipliği yapıyor. Zaten Howard Limbert’in geçmişinin dinazorlar çağına kadar uzandığını tahmin ettiği mağaranın içinde farklı canlı türlerine ev sahipliği yapması gayet normal. Karanlıkta yetişen mikroorganizmalardan farklı hayvan türlerine kadar birçok canlıya ev sahipliği yapmasının yanı sıra çok değerli fosil kalıntıları da barındırıyor.
Keşif Vakti
Şimdi artık merak ediyorsunuz değil mi buraya nasıl gidilir diye. Ben de tam bunu anlatmaya başlıyorum. E tabii, öncelikle biletinizi alıp Vietnam’a gitmeniz gerektiğini söylemeye gerek yok. O kısmını hallettikten sonra geriye mağaraya düzenlenen turlara katılmanız kalıyor.
Ortalama olarak 3000 $’lık bir bütçe ayırmanız gerekiyor. 5 ile 7 gün arasında turlar düzenlenen mağaradaki bu efsanevi deneyim için sadece 10 kişilik gruplar oluşturuluyor. Mağaranın kendine özgü oluşan ekosistemini korumak adına alınmış önlemlerden biri bu.
Şubat ya da ağustos ayında, yalnızca 1 hafta için gerçekleştirilen turlara katılmayı düşünüyorsanız zorlu bir yolculuğa kendinizi hazırlayın derim; yalnızca mağaranın girişine ulaşmak bile iki günlük bir yolculuk yapmanızı gerektiriyor.
Ormanın içinden yapacağınız uzun bir yürüyüş sizi Hang En mağarasına getirecek olsa da sadece bununla kalmıyor. Yolculuğunuzun devamında nehir geçitlerini geçmek zorundasınız. Mağaraya ulaşana kadar yürümek dışında yüzmek zorunda kalacağınız yerler de var. Yani, Son Doong Mağarası’nı ziyaret etmeyi düşünüyorsanız öncesinde sıkı bir antreman yapmanızı tavsiye ederim.
Dilerseniz gitmeden önce sondoongcave.org adresinden daha fazla bilgi alabilirsiniz. Bunun dışında, Son Doong Mağarası belgeseli türkçe olarak da bulunuyor; yani, yorulmadan, anadilinizde, mis gibi bilgi sahibi olabilirsiniz.
İyi yolculuklar harika keşifler…