Adım adım yolculuğun tadını çıkarmayı sevenler için Türkiye trekking rotalarına tek seferde bakın diye sizin için nefis bir liste hazırladım.
Yürüyüş yapmak her mevsimde ayrı tat veriyor, her mevsimde doğanın bambaşka güzelliklerini sunuyor. Bunun tadını alan bir daha bırakamıyor. Alıyor ekipmanlarını, dolduruyor çantasını, vuruyor kendini yollara. Ben de yürümeyi seven gezginlerimiz için kendilerini yollara vurmalarına sebep olacak güzel bir liste hazırladım. Baştan uyarayım yanınıza trekking ayakkabısı almayı unutmayın. İşte size trekking yapılacak yerler!
İçindekiler
Likya Yolu
Herkesin bildiği ve yürüyüşü seven herkesin deneyimlemek istediği bir yol. Antalya- Çıralı ile Fethiye’yi birbirine bağlayan 500 km’lik bir yoldan bahsediyorum. Yani, öyle ki sevgili gezginler, adımla adımla bitmez. Genellikle Likya Yolu’nun tümü tercih edilmiyor. Daha çok Yanartaş bölgesi rağbet görüyor ve buraya 1 km’lik mesafede bulunan yol tercih ediliyor. Tabii Likya Yolu’nu yürümekle kalmak zorunda değilsiniz; dilerseniz Yanartaş’a 2-3 km mesafede bulunan pansiyonlarda kalabilir ya da izin verilen alanlara çadırınızı kurup keyfinize keyif katabilirsiniz.
Köprülü Kanyon
Son yıllarda iyice popüler olan Köprülü Kanyon’un Türkiye’nin en uzun kanyonu olduğunu bildiğinizi düşünüyorum ama belki bilmeyen vardır diye yine belirtiyorum. Manavgat’taki köprülü Kanyon Milli Parkı’nda bulunan kanyon 100 metre derinliğe ve 14 km uzunluğa sahip ve sedir ormanlarıyla kaplı. Yani uzun bir yürüyüş boyunca oksijene doyacağınız kesin. Bolasan Köyü ile Beşkonak arasındaki yarma vadi hem yürüyüş için çok uygun hem de bazı ihtiyaçlarınızı giderebileceğiniz tesisler bulunduğu için görece daha rahat bir trekking deneyimi sunuyor. Antik kalıntılar, yapılar ve eserlerden hoşlananlar da çok memnun olacak çünkü M.Ö 5 yy’da kurulmuş Selge şehrinin tiyatrosunu, agorasını, Zeus ve Artemis Tapınaklarını görebilecekler.
Yeşil Kamp
Trekking turlarının yoğun olarak düzenlediği rotalardan biri de Yeşil Kamp oluyor. Ağrı’dan 97 km uzaklıkta bulunan Doğubeyazıt’a varıyor ve buradan da Eli Köyü’ne geçiyorsunuz. Yürüyüşünüzün başladığı nokta burası oluyor. Burada ortalama 3 km’lik yürüyüşünüz için ilk adımları atmaya başlıyorsunuz. Bu duruma alışkın olan bölge sakinlerinin çay ve yoğurt gibi ikramlarıyla bir güzel ferahlayarak yolunuza devam eder ve Ağrı’da konaklamaya karar verirseniz Yeşil Kamp’a kadar temel çadır malzemelerinizi hayvan kiralayarak taşıyabilirsiniz. Tabii, oralara kadar gitmişken Ağrı Dağı’nın güneyinde kalan yerleşim merkezlerini de görebileceğinizi belirtmeden geçmeyeyim.
Hitit Yolu
Likya’nın dışında bir de Hitit Yolu’muz var ki bu da daha şimdiden trekking yapmak isteyenler için ne kadar çok seçeneği barındırdığımızı bir kere daha göstermiş oluyor. Antik kentlere merakınız varsa listenizin başına Hitit Yolu’nu alabilirsiniz. Zira Çorum’da bulunan Hattuşa, Alacahöyük, Şapinuva gibi antik kentleri birbirine bağlayan bir yoldan bahsediyorum. Uzunlukları ve rotaları birbirinden farklı olan birçok parkur da bulunuyor. Yani trekking tecrübelerinize uygun olan bir parkurla başlama imkanınız mevcut. İsterseniz 2 – 18 km arasında değişen 11 tane günübirlik parkurdan birini seçin, isterseniz de 23 – 87 km arasında değişen uzun yürüyüş parkurlarından birini seçin. “Ben bisikleti de çok seviyorum aslında” diyenler için hemen söyleyeyim, burada bisiklet parkurları da bulunuyor.
Kapadokya
İster yürüyüş için gidin isterseniz konaklamak için her anlamda güzelliğe, doğa harikalarına doyacaksınız. Ancak yürüyüşün tadı bir başka. Erciyes ve Hasa Dağlarının volkanik patlamaları sonucunda milyonlarca yıl içinde günümüze gelen bir güzellik olan Kapadokya’nın coğrafyası hala değişim gösteriyor. O yüzden her yıl gitseniz bazı değişikliklere rastlamanız mümkün. Birçok vadi bulunan Kapadokya hem en iyi yürüyüş parkularına sahip bulunuyor hem de biraz konformist olanların da ilk tercihi oluyor. Bölgede bulunan birçok seyahat acentesinin sunduğu hizmetlerden faydalanmak yürüyüş deneyiminizi daha rahat geçirmenize sebep olabilir. Peri bacaları ve kaya içlerindeki yerleşim yerlerini görmek ilk yürüyüş deneyiminiz olacaksa bu durum sizin için bir avantaj bile olabilir.
Bafa Gölü
Şimdi de Milas’a doğru yola çıkıyoruz ve Milas sınırları içinde kalan Söke Ovası’na uzanıyoruz beraberce. Çamiçi ilçesinden de geçtiğiniz 10 km’lik bir yolun ardından adım adım yolları tüketeceğiniz yolculuğunuz başlamış oluyor. Heraklia kentinden başlayan Kral Yolu en çok tercih edilen yürüyüş parkuları arasında bulunuyor. Kral Yolu’nda yürürken trekking Türkiye’de ne kadar doyurucu oluyor bir kere daha anlayacaksınız çünkü her adımda zamanda geri gidiyor gibi hissedeceksiniz. 14 saat süren yolculuk boyunca tarih öncesi dönemlerden kalma resimlerden tutun da erken Hristiyanlık döneminden kalma fresklere kadar göreceğiniz pek çok şey olacak. O kadar uzun bir yolculuğa dayanamayacak olanlar için 2.5 saat süren kısa bir parkur daha bulunuyor ve bu parkurda da bazı antik kalıntıları görebilme şansınız bulunuyor.
Erikli Yaylası
Yalova – Çınarcık’ta bulunan Teşvikiye Köyü’nün yakınlarında bulunan parkur size doğal güzellikleri fazla fazla sunuyor. Köyden başlayan yolculuğunuza patika yoldan devam ediyorsunuz. Ilk etap kısa ama yorucu, ikinci etap ise uzun ama keyifli geçiyor. Önce yokuş tırmanıp yaylaya varıyorsunuz, sonra 4 saat süren bir başka etabı daha tamamlayarak şelalere varıyorsunuz. Ancak yol boyunca göreceğiniz ağaçlar çeşit çeşit… İlk adımlarınıza kestane ağaçları eşlik ederken daha sonrakileri kiraz, ceviz, böğürtlen, muşmula ve daha nice meyve ağacı şenlendiriyor. Artık hangisinin mevsimiyse bol bol tadına bakarsınız dalındaki meyvenin…
Sizin için ülkemizdeki trekking rotaları arasından en güzellerini seçtim, adım adım anlattım. Trekking turları var mı derseniz bir çoğuna tur bulabilirsiniz. Bundan sonrası sizde, haydi bakalım; yolcu yolunda gerek!