Side, Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Selimiye mahallesinin yakınlarında bulunan yarımada üzerinde kurulmuş bir antik yerleşim birimidir. Side antik kenti girişi Efes antik kentinin aksine ücretsizdir. Akdeniz gezisi yapmak isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir.
Side bir tanrıçadır ve kelime olarak Anadolu dillerinde nar anlamına gelen bir kelimedir. Doğa ve verimlilik tanrıçası olan Side, kızı ve Nymphalar (orman perileri) ile Melas (Manavgat) nehrinin kıyılarına çiçek toplamaya gider. Renkli bir ağacın çiçeklerini çok beğenir, kızına bu ağacın çiçeklerinden birini vermek için bir dalını koparır.
Dalı koparır koparmaz aniden bir şey olur, kıpırdayamaz ve bir ağaca dönüşmeye başlar. Çünkü dalını kopardığı ağaç, kötü insanlardan korunmak için ağaca dönüşmüş bir tanrıçadır. Orman perileri bu duruma çok üzülüp ağlarlar ve Side’nin toprağa kök salmış ayaklarını ıslatırlar. Hata yaptığını anlayıp orman perilerine şunları söyler: ”Bundan böyle kan rengi meyvelerim ile, doğanın ve yaşamın simgesi olacağım. Kızımı sık sık buraya getirin. Gölgemde oynasın ve ona anlatın sakın hiçbir çiçeği koparmasın. Hiçbir ağaca zarar vermesin. Belki her ağaç veya çiçek biçim değiştirmiş tanrıçadır.”
Bu yüzden Side nar ağaçlarıyla özdeşleşmiştir ve şehirde birçok nar ağacı bulunmaktadır. Bazı yazıtlardan elde edilen bilgilere göre, Side antik kenti MÖ 7. yüzyılda batı Anadolu’dan gelen yunan yerleşimciler tarafından kurulmuştur.
Side Antik Kenti yol haritasına buradan ulaşabilirsiniz.
İçindekiler
Mitoloji Kenti Side
Side antik kentinde Apollon Athena tapınağı bulunmaktadır. Halk her iki tanrıya da eşdeğer saygı göstermelerine rağmen 2. yüzyıldan itibaren Apollo’nun önemi artmış ve şehrin sakinleri tarafından şehrin kurucusu olarak kabul edilip, onun onuruna oyunlar düzenlenmeye başlanmıştır. 2. yüzyılda tapınak bugünkü halini almıştır. Tapınaktaki Medusa heykeli 1980 yılında restore edilmiştir. Tapınağa giriş ücretsizdir ancak ziyaretçilere kısmen kapalıdır. Bu tapınağı Side gezilecek yerler listenize ekleyebilirsiniz.
Akdeniz gezisi yapmak istiyorsanız, Side antik kentinde bulunan güney bazilikasını da görmelisiniz. Güney bazilikası, MÖ 5. Yüzyılda Athena ve Apollo döneminde inşa edilmiştir. Bazilika 3 nefliye ve büyük bir atriuma sahiptir. Yapıda, köşelerinde rahiplerin üstlerine oturabilecekleri bençler bulunan koridorlar bulunmaktadır. Bazilika’da rahiplerin odaları ve tanrılara adaklar sunulan odalar bulunmaktadır. Bazilikanın güneydoğusunda merkezi bulunmaktadır. Ayrıca bazilikada, bir dönem için bir azizin mezarının olduğu düşünülmektedir. Mezarın bulunduğu yapının 7. Yüzyılda daha küçük bir kilise yapılmak için yıkılarak kullanıldığı düşünülmektedir. Güney bazilikası Apollo tapınağına yakındır.
Antik Kent’in Tarihi Yapısı
Side antik kenti, MÖ 6. yüzyılın ilk yarısında Lidyalıların, MÖ 547-546 yılları arasındaysa Perslerin hakimiyetine girmiştir. Pers hakimiyeti altında gelişen kenti büyük İskender MÖ 333 yılında herhangi bir direnişle karşılaşmadan ele geçirmiştir. Büyük İskender kentte sadece bir garnizon asker bırakmış ve bunun sonucunda halk hellenistik kültürle tanışmıştır. Helenistik dönem MÖ 1. Yüzyıla kadar sürmüştür. Büyük İskender’in ölümünden sonra Side antik kenti, MÖ 305 yılında kendini Mısır kralı ilan eden 1. Ptolemaios Soter’in hakimiyetine girmiştir. Ptolemaios hanedanı, antik kenti MÖ 2. Yüzyıla kadar kontrol etmiş ancak Seleukos imparatorluğunun saldırılarına karşı kenti koruyamamıştır. Bu işgallere rağmen Side antik kenti, yarı-otonom bölge olma hakkını kazanmış, gelişimini sürdürmüş ve önemli bir kültürel merkez olmaya devam etmiştir.
Antik Kent Helenistik Dönemi
Helenistik dönemden kalma eserlerden biri de Side Nymphaeum’udur. Nymphauem, MÖ 2. Yüzyılda inşa edilen devasa bir su çeşmesidir. Antik kentin ana kapısının hemen karşısındadır. Bir zamanlar şehrin kenarındaki üç basamaklı büyük bir yapıydı ve 9 adet akan çeşmesi bulunmaktadır. Nymphaeum, antik zamanlarda 20 metre yüksekliğinde, 52 metre genişliğinde bir su çeşmesiydi. Ancak meydana gelen depremlerden dolayı yüksekliği 12 metreye kadar düşmüştür. Bir zamanlar bölgedeki en etkileyici su çeşmesiydi. Şehrin ziyaretçilerini etkilemek için bu kadar görkemli yapılmıştır. Manavgat nehrine bağlı 30 km bir su kemeri ile su, bu çeşmeye akıyordu. Su kemeri MS 3. yüzyılda zengin bir vatandaş olan Bryonianos Lollianos tarafından masrafları karşılanarak yenilenmiştir.
MÖ 190 yılında Rodos şehir devletinin donanması, Roma cumhuriyeti ve Bergama krallığının desteğiyle, ünlü Kartacalı general Hannibal’ın komutası altındaki Seleukos donanmasını mağlup etmiştir. İmzalanan Apamea antlaşmasıyla kral 3. Antiochus, Seleukos imparatorluğunun hükmü altında olan Avrupa’daki bütün yerleşim birimlerini terk etmeye zorlanmış ve Toros dağlarının kuzeyindeki tüm yerleşim birimlerini Bergama krallığına bırakmıştır. Buna rağmen, Side antik kenti bağımsızlığına kavuşmuştur. MÖ 1. Yüzyılda, Kilikyalı korsanların ile köle ticaretine başlamasıyla kent gücünün doruğuna ulaşmıştır. Korsanlar Side kentinin ticaret agorasında kölelerini satmaktaydılar.
Side’nin iki agorası bulunmaktaydı, ticaret agorası ve devlet agorası. Ticaret agorası, 8000 metrekareden daha fazladır. Side agorası, yüksek sütunlarla çevrelenmiş olup, etrafını tüccarlar, tuvaletler (latrina), yıkama yerleri ve oturma yerleri kaplamaktaydı. Hayal edilemeyecek sayıda kölenin burada satıldığı düşünülmektedir. Side, korsanların sürekli uğradıkları genel bir merkezdi. Ticari Agora’nın ortasında şehrin koruyucu tanrıçası Tyche’nin bir tapınağı bulunmaktadır. Tapınak MÖ 2. Yüzyılda inşa edilmiş olmakla birlikte Bizans imparatorluğu zamanında da kullanılmıştır.
Helenistik Dönem İzleri
Roma cumhuriyetinin konsülü Servilius Vatia, MÖ 78 yılında bu korsanları mağlup etmiş ve daha sonra MÖ 67 yılında Roma generali Pompey Side’yi Roma cumhuriyetinin egemenliği altına almıştır. Roma imparatoru Augustus’un remforları kapsamında Side antik kenti Galatia eyaletine bağlanmış ve şehir ikinci altın dönemini yaşamıştır. Şehir zeytinyağının ticaret merkezi olmuş ayrıca Akdeniz’deki köle ticaretinin merkezi olmayı başarmışlardır. Side antik kentinin istikrarlı dönemi MS 4. Yüzyıldan itibaren düşüşe geçmiştir.
Hristiyan eşkıyalarının ve Arapların yüzyıllar boyunca süren saldırı ve yağmalamaları sonucunda kentin sakinleri MS 10. Yüzyılda Side’yi terk edip Antalya’ya taşınmalarına neden olmuştur. Her ne kadar 12. yüzyılda geçici olarak büyük bir şehir olarak tekrardan kurulsa da tekrar yağmalanmasından dolayı şehir sakinleri tekrardan şehri terk etmişlerdir.
Devlet agorası, ticari agoraya göre daha resmi bir karakteri bulunmaktadır. Devlet agorasının doğu yakasına imparator holü denmekteydi ve aralarında Antoninus Pius’un heykelinin de bulunduğu 20’den fazla yunan heykeli bulunmaktadır. Bu şehrin imparatorluk kültüne (status of neokoros) sahip olduğunun bir göstergesiydi. Devlet agorası, merkezinde amacının bilinmediği bir yapı bulunmaktadır.
Antik Kent Side
Antik kentin Ana kapısı veya Vaspesian (roma hanedanlıklarından birisi) kapısı olarak anılmaktadır. Ana kapının her iki yanında da bulunan kulelerle korunmaktadır. Ana kapı, antik kazıların ve kalıntıların uzağında bulunmaktadır. Ana kapının etrafında Turist servisleri, turistlerin alışveriş yapabileceği dükkanlar bulunmaktadır. Ayrıca şehrin doğusunda da bir kapı bulunmaktadır. Kentin ana kapısı ile antik tiyatro arasında sütunlu yol bulunmaktadır.
Side liman hamamları, limana yakınlığından dolayı adını almıştır. Eser Romalılar döneminde inşa edilmiştir. Antik kentte ayrıca hala ne olduğu çözülememiş birçok eser bulunmaktadır.
Akdeniz gezisi yapmak isteyenler için önemli duraklardan biri de Side müzesidir. Side müzesi, antik kentteki restorasyonla müzeye çevrilmiş bir antik roma hamamıdır. Müze koleksiyonu 1946-1966 yılları arasında kazılardan çıkarılan eserlerden oluşmaktadır. Müze, Türkiye’de bir köyde açılan ilk müze unvanını taşımaktadır. Müze koleksiyonunda Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler yer almaktadır. Sergilenen eserler arasında büyük çoğunluğu Side Antik Kenti kazılarında açığa çıkan heykel, sütun başlığı, torsa portreler, mezar stelleri, sunaklar, amphoralar, arşitravy friz sütun, Grekçe ve Side dilindeki yazıtlar, kabartmalı lahit ve ostotekler, alınlık vb. mimari elemanlar; Side sikkeleri ile Pamfllya ve Pisidya kentlerine ait sikkeler bulunmaktadır.
Side müzesi girişleri ücretlidir ve müze pazartesi günleri ziyaretçilere kapalıdır.
Side antik tiyatrosu, MS 2. Yüzyılda Roma cumhuriyeti egemenliği altında olmasına rağmen, yunan mimari stiline göre inşa edilmiştir. Yaklaşık kapasitesi 15 bin kişidir. Tiyatronun sahnesi, muhtemelen şiddetli bir deprem geçirmesinden dolayı zarar görmüştür. Antik tiyatro, MS 5 ve 6. yüzyıllarda bir açık hava kilisesi olarak kullanılmıştır. Side antik tiyatrosuna girişler ücretlidir, pazartesi günleri ziyaretçilere kapalıdır.
10 Yorumlar
Side’de Türk bulabilirseniz güzelce gezebilirsiniz. Birde acayip pahalı bir yer.
Side gezi rehberi yapmaktayım. Buraları benim gözümdenn gezmek isterseniz bu yorumun altına cevap yazabilirsiniz.
Daha fazla antik kent serisi gelsin lütfen. Bu tarz yazılar çok az bulunuyor ve insanımız okumalı.
Merhaba. Antik Kentleri yazmaya devam edeceğim elbette. Teşekkürler
Tarihi bize hatırlattığınız için teşekkür ederiz. Gerçekten yararlı bilgiler.
Ben Türkiye’yi çok seviyorum ve tüm antik kentleri araştırıyorum. Teşekkürler
Sitenizi uzun zamandır takip ediyorum. Aynı zamansa instagram hesabınızı da takip ediyorum. Çok faydalı işler yapıyorsunuz. Teşekkür ederiz.
Hi friends, how is all, and what you would like to say concerning this post,
in my view its in fact awesome in support of me.
Bu yazılarınızı çok sevdim. Acaba devamı gelecek mi?
Türkiye’de elimden geldiğince tüm antik kentleri gezerek koleksiyon yapmaya çalışıyorum. Yazınızı çok faydalı buldum. Teşekkürler.