Sirtaki, Uzo ve mavinin en güzel tonlarının olduğu Yunan Adaları… Her biri birbirinden güzel adaları anlattığım yazıma buyurun!
Tatil yapmak güzel, dört tarafı suyla çevrili adalarda tatil yapmak daha güzel, Yunan Adaları tatili yapmak ise daha da güzel. Ama hemen söyleyeyim de artık boşuna aratmayın Google’da; Yunan Adaları vizesiz değil. Sadece kapıda vize almak mümkün. Ama tümden vizesiz gitmek diye bir şey yok. Ama eğlenmek için de dinlenmek için de Türkiye’ye en yakın destinasyonlardan. Topluyorsunuz çantayı, atlıyorsunuz feribota ve sadece birkaç saatte sınır ötesinde huzura kavuşuyorsunuz. Mis gibi! E madem gideceksiniz, çok tutmayayım sizi; hemen seçin bir Yunan adasını düşünmeyin atlayın, gidin!
İçindekiler
Lesvos Adası
Lesvos Adası’nı “Midilli Adası” olarak da biliyoruz. En güzel Yunan Adaları’nın başında geliyor olmasını sadece güzelliğine borçlu değil; Midilli Adası aynı zamanda Uzo denince de ilk akla gelenler arasında. Tabii, bununla da kalmıyor; Yeni Camii, Osmanlı Çarşısı, Sigri’deki Doğal Tarih Müzesi ve daha birçok gezilecek yeriyle her bakımdan güzel vakit geçireceğiniz bir yer. Ayvalık’tan kalkan feribotlarla adaya gidebilmeniz mümkün..
Skiathos Adası
Nam-ı diğer İstakos Adası’nda yeşile doyacaksınız. Mama-Mia filminin çekildiği yer olmasıyla da güzelliğinden gelen ününü perçinliyor. Havalimanı da bulunan bu adaya isterseniz hava yoluyla da ulaşım sağlayabilirsiniz. Yemyeşil doğasına eklenen masmavi sularına kendinizi bıraktığınızda cennette gibi hissedeceksiniz. Rıhtımında dolaşın, küçük botların düzenlediği turlara katılın ve huzura doyun. Ancak Temmuz-Ağustos aylarında oldukça rağbet görüyor. Bu yüzden Yunanistan erken rezervasyon fırsatlarından birine sahip değilseniz pansiyonlarda kalmanızı öneririm.
Chios Adası
Çeşme’den feribota biniyorsunuz ve Sakız Adası’na ulaşıyorsunuz, çok basit. Sonra da damla sakızının kokusunu içinize çekiyorsunuz; zira, ada sakız ağaçlarıyla ünlü. Uzo’sundan sabununa kadar da her şeyde damla sakızının tadına, kokusuna rastlamak mümkün. Ancak bu kadarla sınırlı değil; mesela, Pirgi’si var, Mesta’sı var. Siz gezin, gezerken de iki dakika soluklanmak için oturun diye kıyı boyunca dizilmiş kafeleri var. Bir de 1000 yaşını geçmiş ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de bulunan Nea Moni Manastırı var. Onca güzelliği görülesi Sakız Adası Yunanistan’da hangi adaya gitmeli, diye soranlara bir diğer cevabımdır.
Kos Adası
Kos, yani İstanköy Adası Hipokrat’ın memleketi oluyor. Hipokrat’a kadar dayanan tarihi bugüne kadar başka birçok şeyi de barındırıyor. Size tarihe yolculuk imkanı da sunan Kos Adası’nda Neratzia Kalesi, 1800 yıllık Casa Romana, Loziya ve Defterdar Camiileri ve daha birçok tarihi yapı bulunuyor. Plajlarının da ününden geçilmiyor tabii.
Rodos Adası
Antik Yunan ve Roma’nın beşiği bu ada. Yılın neredeyse her günü güneşli geçen ada eski ve yeni kent olarak ikiye ayrılıyor. Eski Kent, Rodos Kalesi’nin içinde ve tam bir Ortaçağ atmosferine sahip. Ayrıca, Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Meryem Ana Kilisesi ve Süleyman Camii de burada yer alıyor. Tarihi yolculuk kadar eğlenmeyi sevenler için de Yunan Adaları arasındaki en ideal yer Rodos. Müthiş bir gece hayatı, tek tek dolaşmak isteyeceğiniz barları sayesinde gecelerinize tarifsiz eğlence katıyor.
Santorini Adası
Tarihi de doğa olaylarının mucizesini de topraklarında toplamış bir adadan bahsediyorum. Volkanik patlamanın ardından lavlardan kurtulan kısmıyla günümüze gelmiş. 3600 yıldan bahsediyorum sevgili gezgin arkadaşım, 3600 yıllık bir tarihten! Plajları ünlü değil ama plajlarındaki siyah volkanik kum da başka yerde yok. 3600 yıl boyunca volkanik patlamanın külleri sayesinde korunmuş Akrotiri Harabeleri de başka yerde yok. Thira Harabeleri de burada ve onlar da 2800 yıllık. Tarihle büyülenmek isteyenler için harika bir destinasyon.
Paros Adası
Biraz deniz ve rüzgar? O zaman Yunan Adaları tatili yapmak isteyenlerle birlikte sörfçüleri de Paros Adası’na alayım. Tabii tarih Yunanistan’ın her köşesinde olduğu gibi burada da mevcut. O yüzden Ekatontapyliani Kilisesi 1700 yıldır kullanılan bir kilise. Kilisenin yanında ise binlerce yıllık eserlerin de olduğu bir müze var. Ancak, tüm bunların dışında, sörf ve dalış yapmak için de mükemmel bir nokta. Plajları birbirinden güzel ve alternatif de sunuyor. “Yahu, ben çıplak yüzmek istiyorum belki?” diyorsanız Paros Adası’nda çıplak yüzülen plajlar da var. (Şaka yapmıyorum.)
Mikanos Adası
Finali en meşhur olanı ile yapmak istedim. Adada kiliseden geçilmiyor. 500’den fazla var. Parapotiani Kilisesi ise içlerinde en görülesi olanı. Bunun dışında, antik kalıntıların sergilendiği arkeolojik müzeleri gezmek de mümkün. Ancak başka güzellikler de var ki bunların başında plajları geliyor ve hepsi birbirinden güzel. Tabii, bir de sizi eğlencenin doruklarına çıkaracak bir gece hayatı var. Yani Mikanos’ta sabahlara kadar eğlenmenin, yüzmenin ve gezmenin sınırı yok. Bir de her yerde göreceğiniz begonvillerin…
Artık Yunan Adaları’nı keşfettiniz, hemen vizesiz yunan adaları turları araştıracaksınız. Ancak, başta da dediğim gibi, vizesiz olmuyor. Olamıyor. Vizesiz turlara da evraklarınızı ve ücretinizi veriyorsunuz aslında ama onlar sizin yerinize bu işlemleri yapıyorlar. Size vizesiz ada aramayın demiyorum, hobi olarak vizesiz araştırın tabii ama maalesef yok.
Yine de vize bir gezgin için engel midir? Değildir. Olamaz, olmamalıdır. Meselemiz gezmek, hedefimiz Yunan Adaları’dır! Hiç beklemeyin, keşfedin gidin! 😉