Everest Dağı’na tımanmanız için gerekenleri anlatıyorum. Gözünüz yükseklerde, ruhunuz macera peşindeyse hemen okuyun!
Everest Dağı zor fethedilen zirvesi ile macerasever ve doğa dostu herkesin odağında kalmayı başardı ve hala da başarıyor. Uzaktan baktığınızda bütün sükunetiyle sizi kucaklamaya hazır gibi görünse de en profesyonel dağcılar için bile zorlu bir mücadele sunuyor. Aslında bu anlamda kalbini kazanmanın kolay olmadığı bir kadın gibi hem cazibesini ortaya döküyor hem de kimseyi kolay kolay kendine yaklaştırmıyor. Ancak onun da kalbini fethedenler oldu bugüne kadar ve bu konuda artık hiç de az şey bilmiyorum. Tabii, bilgi paylaştıkça güzel diyorum ve hemen Özlem Keşifte okurları ile paylaşıyorum. 🙂

Önce Biraz Genel Bilgi
Everest Dağı nerede, diye bilmeyen yoktur ama biz yine de söyleyeyim; Uzak Doğu’nun mistik dünyasından bize göz kırpıyor ve Nepal ile Tibet sınırı arasında bulunuyor. Ancak Everest’e ulaşmak için Çin yerine daha çok tercih edilen rotanın bulunduğu Nepal tarafını tercih edebilirsiniz. Katmandu’dan Lukla’ya kısa bir uçuşun ardından 10 gün sürecek olan yürüyüş sizi Everest’in ana kampına ulaştırır.
Sadece ana kamp alanına bile ulaşması bu kadar zor olan Everest Dağı yükseliği ise 8 bin 848 metre’dir. Bu da 29,029 feet’e denk geliyor. Aslında bu keşfin mazisi çok eskiye dayanmıyor. İlk olarak 1852 yılın Bengalli bir matematikçi ve araştırmacı olan Radhanath Sikhdar tarafından keşfedilen dağ, yine onun tarafından dünyanın en yüksek noktası olarak belirlenmiştir. Bu tespit daha sonra onaylanıyor.
Dağın zirvesinin yükseliği Nepal ve Tibet halkı için de görkemli bir nitelik kazanmış durumda. Mistizmin ve spritüelliğin merkezi sayılabilecek olan Tibet’te dağın adı Chomolungma, yani “Yeryüzü Tanrıçası” deniyor. Nepal’de ise “Gökyüzünün Tanrıçası” anlamına gelen Sagarmatha ismi veriliyor. Eee, baştan çıkarılması zor bir kadın gibi, diye boşuna demedim. 🙂

Everest Dağı’na Tırmanmak İçin Gerekenler
Verdiğim bilgi esas konuya gelmemiz için yeterliydi. Yoksa sadece dağın fiziki koşullarından bahsetmek bile başlı başına bir konu olabilir. O yüzden esas ve ilgi çekici olan noktaya geliyorum hemen.
“İnsanlar buraya neden tırmanmak istiyor?” gibi bir soruya verilmiş en kısa ve öz cevap ünlü dağcı George Mallory’e ait: Çünkü, O orada. Gerçekten de durum tam olarak böyle. Bir bakışta bütün görkemiyle sizi kendine doğru çekiyor ve o andan sonra tek bir şey düşünebiliyorsunuz; “O zirveye çıkmak nasıl bir his olurdu?” Bunu bilmiyorum ama sizin için nasıl tırmanmak gerektiğine dair biraz bilgi topladım. 🙂
Öncelikle bilmeniz gereken bu ucuz bir deneyim değil. Ortalama olarak 70.000$ gibi bir parayı gözden çıkarmanız gerekiyor. Eğer Tibet tarafından gelecekseniz zorlu olan rotayı seçmiş olursunuz. Bu rotaya “Kuzey Ridge Rotası” deniliyor. Ancak Nepal tarafından geldiğinizde daha kolay ve popüler olan rotayı seçmiş olacaksınız ki bu da “Güney Ridge Rotası” olarak adlandırılıyor. Bu iki rota dışında dağcıların keşfetmiş olduğu 15 civarında rota daha olduğu bilinse de ben size Nepal tarafındaki rotadan bahsedeceğim.
Everest Dağı zirvesi için Katmandu’dan başlayıp 5.380 metrede bulunan ana kampa yürüyerek gelmeniz ortalama bir hafta kadar sürüyor. Bu süre yorucu olmasına rağmen oldukça da faydalı. Çünkü bu yürüyüş sizin hem fiziki hem de iklimsel koşullara alışmanıza olanak tanıyor.
Kampta bir süre vakit geçirip yüksek irtifada olmak ile bedeniniz uyum yakaladıktan sonra Khumbu isimli buz çağlayanını geçerek 6.605 metrede bulunan Kamp-1’e ulaşıyorsunuz. Gözünüzü korkutmak istemem ama korkutucu da olduğunu saklayamam ki bu kısım oldukça tehlikeli. Onlarca dağcı ve Everest Dağı rehberleri olan Sherpa tam da bu noktada hayatını kaybetmiştir.
Bu yorucu tırmanıştan sonraki durağınız Kamp-2 oluyor. Burası 6.500 metrede bulunuyor. Görece daha düz bir zemine sahip olan bu alan “Sessizliğin Vadisi” olarak adlandırılıyor. Burası Lhotse cephesinin altında bulunan kısımdır ve yolun çoğunu geçmiş olsanız bile zirveye kadar hala zorlu bir yolculuğunuz var demektir.

Kamp-2’den Kamp-3’e geçiş sabitlenmiş halatlar yardımıyla oluyor. Halatlar sayesinde tırmanarak varılan Kamp-3’ün 500 metre yukarısında ise Kamp-4 yer alıyor. Burası 7920. metrede bulunuyor. Artık oksijen seviyesi burada o kadar çok azalıyor ki temel bazı bedensel fonksiyonlar bile çalışamaz olabiliyor. O yüzden de burası “Ölüm Bölgesi” adı verilen tehlikeli bölgenin başladığı yer oluyor.
Bu noktadan sonra şartlar eğer uygunsa dağcılar Everest Dağı’nın zirvesini görebilirler.
İlkler Unutulmaz…
Everest Dağı’na çıkan ilk kişi Sherpa Tenzing Norday ile birlikte zirveyi görmüş olan Edmund Hillary oldu. 29 Mayıs 1953’te Everest’in zirvesi doğadaki bakirliğini Edmund Hillary ile geride bırakmış oldu.
Everest zirvesine adım atan ilk kadın ise 1975 yılında Junko Tabei idi. Japon dağcı, “Kadının fendi dağı yendi” dedirtti bize.
1995 yılında ise Nasuh Mahruki Everest Dağı’na tırmanan ilk Türk oldu. Hem kendini aşıp hem de bizi daha yükseklere taşıma ise hala mutluluğumuz…