Datça’ya ilk defa bu yaz geldim ve keşfettim. Siz de ilk defa gideceğim nereleri gezeceğim neler yapacağım telaşına düştüyseniz yazıma mutlaka göz atmalısınız. Ege ve Akdeniz sularının birbiriyle buluştuğu yer, müthiş koylarıyla son yıllarda ününe ün katmış Datça’ya gidiyoruz şimdi hazır mısınız:)
Yavaş yavaş yaşayarak sindirerek gezeceksin Datça’yı. Acelen varsa ne işin var Datça’da sözünü boşuna söylememişler:) Ülkemizin şüphesiz cennet köşelerinden biri olan Datça, Muğla’ya bağlı bir yarımadadır. Koy cenneti Datça’da irili ufaklı ortalama 52 adet civarı koy bulunmaktadır. Koyların bir kısmı plaj olarak kullanılıp etrafında yerleşim varken bir kısmı da sessiz sakin ve ıssızdır. Bazı koylara giden yollar oldukça virajlıdır biraz zorludur yani hatta bazılarına karadan ulaşım bile yoktur sadece tekne ile ulaşım sağlanır. Ama manzarayı gördüğünüz anda ki huzura kat kat değecek emin olun.
Huzur malzemeleri, bir tutam dağ kekiği kokusu, tertemiz berrak deniz ve gülümseyen güneş. Daha bişey isteyen var mı? başka da birşey istemiyoruz, bize bu sakin huzur yeter değil mi. O mis gibi ışıl ışıl deniziyle bir karışırsak birbirimize daha isteğimiz yok dediniz tamam duydum 🙂 Datçanın sularının berraklığını birçoğumuz biliyoruz. Zaten en büyük şöhreti de bu yönde Ege’nin incisi Datçanın. Denizinin suyu o kadar temiz ve berrak ki suyun derinliği artmasına rağmen dibi görünüyor. Bize de bu mis gibi suya atlamak düşüyor.
Datça’nın denizinin bu kadar meth edilmesi ve temiz olmasında ki en büyük etkenler; Datça’nın haritada ki konumuna bakarsanız oldukça uç kısımda yer aldığından dolayı açık denize yakın olması bir diğer etken de çoğu sahilinin taşlıktan oluşması kum olmaması. Çünkü aslında genelde ayağımıza taş batmasın diye kumlu plajlarda denize girmeyi isteriz ama kum denize bulanıklık veriyor ve kirli olmayan denizi bile kirli gösterebiliyor. Bu yüzden Datçanın denizi her daim pırıl pırıl tertemiz bir görüntüde.
Hayran kaldığım Datça koyları hakkında meraklarınızı giderdikten sonra gelelim Datça gezilecek yerleri detaylı şekilde anlatmaya.
İçindekiler
Datça Gezilecek Yerler Listesi
Eski Datça
Tarihi taş evlerden oluşan eski datça semti aslında eskiden Datça’nın merkeziymiş. Eski Datça’da evlerin bir kısmı koruma altına alınmış bir kısmı da aslına uygun şekilde restore edilmiştir. Evler genelde tek yada iki katlıdır. Ben Datça’ya geldiğim ilk gün eski Datça’da bulunan tarihi taş evlerde konaklamak istedim ve internette kısa bir araştırmanın ardından 4odaeskidatça‘yı buldum. Kendilerini gönül rahatlığıyla önerebilirim yazın bir kenara derim.
Çok merkezi bir konumda bulunan otelimin bahçesinden çıktığım anda kendimi eski Datça’nın ortasında buldum. Atıım kendimi şirin sokaklarına. Eski datçanın birbirini kovalayan arnavut kaldırımlı sokakları mı desem hemen her sokakta karşılaşabileceğiniz begonvilleri mi desem bütün bunları birarada görmek o kadar güzel bir his veriyor ki insana, sanki masal diyarındasınız. Her köşesi fotoğraf çekinebileceğiniz güzellikte olan sokaklarında kötü fotoğraf çıkması imkansız gibi birşey, siz güzel çıkmasanız bile ortam bunu kamufle edecektir 🙂
Eski Datça’nın şirin sokaklarında mutlaka gezintiye çıkın, zaten çok büyük olmayan küçük sokaklarında kaybolmayı unutmayın. Korkmayın isteseniz de kaybolamazsınız çünkü burası labirent gibi bütün sokaklar birbirine çıkıyor. Gezinirken hediyelik eşya tezgahları, kahvaltı yapabileceğiniz salaş mekanlar, gözlemeciler yada dondurmacılara rastlayacaksınız. Köylü kadınların tezgahlarına destekte bulunmayı unutmayın.
Kumluk Plajı
Datça’nın sahili kumdan oluşan nadir plajlarından birisi. Datça merkezde bulunan kumluk plajı datça limana oldukça yakın konumda. Sahili kumdan oluşuyor dedik di mi, kum plaja Datça’da rastlamak biraz zor olduğundan dolayı kum sevenler burayı tercih ediyorlar. Sahili boyunca restıoran işletmeler göreceksiniz. Bu işletmeler akşam saatlerine doğru masalarını kumsala doğru dizmeye başlıyorlar. Datça’nın en turistik işletmeleri olan bu restaurantların fiyatlarının biraz tuzlu olduğunu da belirteyim. Balık mı yemek istiyorsunuz sahil de değil de biraz iç kısımlarda daha uygun fiyata balık restaurantları bulabilirsiniz.
Kargı Koyu
Datça merkeze 2 km mesafede bulunan Kargı koyu konumu itibariyle oldukça ilgi görüyor. Etrafı dağlarla çevrili olan bu koy genellikle pek rüzgar almaz bu yüzden çoğu kişi tarafından Datça koyları arasında ilk tercihler arasındadır. Kargı koyunda denize akan minik bir dere göreceksiniz. Dereden gelen soğuk suyun denizi biraz soğutması benim gibi soğuk su sevmeyenleri biraz vazgeçirebilir ama souktan etkilenmeyenler için güzel bir deneyim olabilir. Talı su ile tuzlu suyun buluştuğu koy Kargı koyunda sahil kısmında restaurant işletmeler bulabilirsiniz. Merkeze çok yakın bir konumda olduğundan dolayı da alışveriş konusunda sıkıntı yaşamayacaksınız.
Hayıtbükü
Koyun bir ucundan diğer bir ucuna mesafe 1 km yi bile bulmaz. Datça’nın küçük ve sempatik koylarından Hayıtbükü’ndeyiz. Datça merkezden yola çıkıp koyları keşfetmeye doğru giderken Selimiye koylarının arasında bulunan ilk koy Hayıtbükü çıkacak karşınıza. Burada sahil kısımında herhangi bir işletme bulunmamakta, pansiyon tarzı işletmeler için biraz iç kısımlara gitmeniz gerekli. Alışverişinizi yapıp gelirseniz bütün gün denizle içiçe keyifli vakit geçirebileceğiniz bir koy. Küçük bir koy olduğundan dolayı deniz suyu zaman zaman diğer koylara göre biraz daha sıcak olabiliyor. Plajı taşlık ve ücretsizdir.
Ovabükü
Sırasıyla selimiye koylarına devam ediyoruz. Hayıtbükü’nden sonra Ovabükü geliyor karşımıza. Birbirlerine çok yakın konumda olan bu koyların arası 5-10 dakika uzaklıkta. Hayıtbükü’ne göre biraz daha büyük olan Ovabükü’nde Hayıtbükü’nün aksine sahil kısımında birçok işletme ve pansiyona rastlayacaksınız. Plajı taşlık ve ücretsizdir.
Kızılbük
Kızılbük’e giderken son virajda Kızılbük’ü tepeden izleme alanı göreceksiniz. Kaçırmazsınız merak etmeyin mutlaka duran kişileri görürsünüz. Sizde burada mutlaka durun ve ilk önce Kızılbük’ü birkaç dakika tepeden izleyin. Üzerine düşen güneş ışıklarının oluşturduğu turkuazın bin bir tonunun o eşsiz görüntüsü sizi kendisine hayran bırakacak. Tablo gibi adeta… Burada manzarayı içinize çekip fotoğrafınızı çektikten sonra hemen koya inin. Kızılbük’ün serin sularına kendinizi bırakın. Kızılbük çok küçük olmayan kesinlikle büyük de olmayan kendi halinde doğal bırakılmış bir koy. Burada herhangi bir işletme bulunmamakta. Şemsiyenizi kurup havlunuzu serip tadını çıkarın bu tatlı koyun.
Palamutbükü
Üç güzellerden en güzeli ve en büyüğü olan Palamutbükü’ndeyiz. Datça koylarının arasında en popüler olanına geldi sıra. Datça merkeze ortalama 25 km mesafede bulunan Palamutbükü’ne özel aracınızla olduğu gibi toplu taşımayla da ulaşabilirsiniz. Selimiye koylarının arasında en uzun sahil şeridine sahip koydur. Datça’nın koylarına giderken hemen hemen bütün yollar virajlarla doludur. Palamutbükü’ne giderken de virajlı yollar sizinle olacak ama ulaşılabilmesi en kolay yollardan birine sahiptir.
Hayıtbükü Ovabükü Palamutbükü üçlüsünün de sonuncusudur. Gerek sahil kısımında gerekse iç kısımlarda birçok restaurant ve butik otel bulunuyor Palamutbükü’nde. Ben tatilinizi burada konaklayarak çok güzel bir şekilde geçirebileceğinizi düşünüyorum. Ne sıkılacağınız kadar çok ufak ne de büyük bir yer. Bir baştan diğer başa yürüyerek ulaşabilirsiniz. Market dahil birçok işletme bulabilirsiniz. Suyu tertemiz ve dalgalı değildir. Gündüzleri badem ağaçları arasında yürüyüşünüzü yaptıktan sonra atın kendinizi Palamubükü’nün berrak sularına. Akşamları ise sahil boyunca uzanan restaurantlarda yemeğinizi yiyip dilerseniz gezmek için merkeze gidebilirsiniz. Diğer Selimiye koylarında olduğu gibi buranın da plajı taşlık ve ücretsizdir, tek fark olarak burada taşlar çok az kumlarla karışıktır.
Murdala Koyu
Etrafta işletmeye dair hiçbir şeyin olmadığı huzurlu bir koy istiyorum mu diyorsunuz Murdala koyu tam da böyle bir koy. Murdala koyuna gitmek için Cumalı köyüne giriş yapmanız gerekmektedir. Yaklaşık 10 km kadar toprak bir yoldan gittikten sonra sakin koy Murdala’ya ulaşacaksınız.
Knidos Antik Kenti
Güzeller güzeli Datça’da bir de antik kent bulunuyor, hem de Datça’nın en uç noktasında. Knidoslular gerçekten işi biliyorlarmış o kadar güzel bir yere kurmuşlar ki yaşantılarını gördüğünüzde siz de anlayacaksınız. Hem Datça’nın en uç noktası, hem ege ve akdenizin buluştuğu yer hem de muhteşem bir gün batımı manzaralı. Knidoslular kimlermiş neyle uğraşırlarmış bira ondan bahsedeyim size. Knidos antik kenti aslında bir liman kentiydi. Geçiş yolu üzerinde olduğundan dolayı bulunduğu konum nedeniyle liman kenti olmaya çok elverişliydi.
Knidos’un geçmişi milattan önce 2000 li yıllara kadar uzanıyor. Lekadaimonlu göçmenlerin kurduğu söylenen bu kentte yaşayanlar ticaret ve sanatla ilgilenmişler. Sanata o kadar çok önem vermişler ki kente tiyatro, konser salonu ve agora kurmuşlar. Ziyaretinizde bütün bunlara dair kalıntıları görebilmeniz mümkün. Kentin en uç noktasında bir de fener bulunuyor Deveboynu feneri. Fener yakın görünse de bir buçuk saatlik bir yürüyüşü göze almanız gerekli. Dönüşünüzü gün battıktan sonraya bırakmayın ışıklandırma olmadığından dolayı zorlanabilirsiniz.
Knidos’ta neler yapabilirsiniz
Datça’nın hemen her yerinde yüzebildiğiniz gibi burada da yüzebilirsiniz. Dilerseniz sandalyelerinizi yanınızda getirip keyifli keyifli günbatımını izleyebilirsiniz. Alışverişinizi merkezi yerdeyken yapmayı unutmayın. antik kentte bir adet restaurant bulunuyor dilerseniz yemek için burayı da değerlendirebilirsiniz.Antik kentte umumi tuvalet ve otopark bulunuyor. Datça merkeze 40 km kadar mesafede bulunan Knidos Antik Kent’e giriş ücreti bu yıl 12 tl, müze kartı olanlar için ücretsiz. Antik kent meraklıları ne duruyorsunuz son yıllarda epeyce duyulmaya başlamış olan bu antik kenti mutlaka görmeniz gerektiğini düşünüyorum.
Aktur
Aktur için Datça’nın en yeşillik alanı diyebilirim. Doğayla içiçe yürüyüşler yapabileceğiniz çam ağaçlarıyla dolu oksijeni yüksek bir tatil bölgesi. Marmaris Datça yolunun ortalarında tabelalarını göreceksiniz. Burada konaklama yapabileceğiniz birçok işletme bulabilmeniz gayet mümkün. Aktur Datça’nın diğer koylarına göre daha ayrı bir kent gibi, daha korunaklı bir tatil bölgesi diyebilirim. İki tane koyu bulunmaktadır Burada büyük bir kamping işletme bulunuyor. Karavancılar yada kamp severler Aktur kampingi tercih edebilirler.
Karaincir Koyu
Datça merkeze 15 km mesafede olan Karaincir koyunun en önemli özelliği plajının kumdan oluşmasıdır. Küçük butik otellerden ziyade biraz daha büyük otellerin bulunduğu Karaincir diğer koyların aksine Datça’nın uç kısımında değilde Marmaris tarafına giden yol üzerinde bulunmaktadır. Datça’dan çıkarken uğrayabilirsiniz.
Datça’da Ben Nasıl Konakladım
Bu bölümde tamamen kendi konaklama yöntemimden bahsedeceğim.
İlk gün yol yorgunluğu düşüncesi ağır bastığından dolayı bir butik otelde konakladım. Eski Datça’da bulunan eski Rum taş bir butik oteldi. Bayram dolayısıyla her yer dolu olmasına rağmen ufak bir araştırma sonucu yardımcı olan birkaç otel sahibi sayesinde ulaştım otelime. Eski Datça, merkeze çok yakın bir konumda olduğundan dolayı otele çantaları attıktan sonra merkeze gezintiye gittim. Çarşısını turlayıp göz gezdirdikten sonra yine merkezde bulunan Kumluk plajı ve Kargı koyunu ziyaret ettim. saat akşam vakitlerine yaklaşınca da çarşı da yemeğimi yedikten sonra otelime döndüm.
İkinci gün Palamutbükü ile Knidos antik kenti arasında bulunan deniz manzaralı bir yerde arabada konakladım. İlk gün Eski Datça’da konakladığımdan dolayı ikinci günün sabahı eski Datça’da bulunan bir gözlemecide kahvaltımı yaptıktan sonra Eski Datça sokaklarını gezdim. ardından koylara doğru yola çıktım. Sırasıyla karşıma Hayıtbükü Ovabükü Kızılbük Palamutbükü çıktı, hepsini gezmek bir güne sığdırılabilecek şekilde yakınlar birbirlerine. en uzun zamanımı Palamutbükü’nde geçirdikten sonra akşama doğru Knidos antik kenti ziyarete gittim. Knidos’a günbatımında gitmemin daha iyi olacağını giden arkadaşlarımdan duymuştum. iyi ki de öyle yapmışım. Antik kenti turladıktan sonra bir tepeye çıkıp günü burada batırdım. Knidos’a doğru gezmeye giderken aracı çekip konaklayacağım yeri gözüme kestirmiştim dönüşte de direk aracı oraya çektim ve sorunsuz bir şekilde burada konakladım.
Üçüncü gün ise gündüz Datça köylerini, koylarını Aktur’u Karaincir’i gezdikten sonra akşama doğru artık Datça’dan çıkmıştım Marmaris Selimiye’ye doğru giderken yine deniz manzaralı harika bir tepeye çektim aracı. Tabi ki yine araçta konakladım. Ben hayatımda ilk defa bu seyahatimde araçta konaklama yaptım. Sizin de aklınızda büyük bir hevesle ama acaba yapabilir miyim soru işaretiyle duruyorsa bence mutlaka deneyin. Acaba bulunduğum otelden çok mu uzaklaşırım korkusu uzaklaşacaksınız ve her gün bambaşka manzaraya uyanacaksınız.
Datça’da Mutlaka Yapmanız Gereken Şeyler
- Eski Datça’nın mis kokan begonvillerle dolu taş sokaklarında yürüyüşünüzü yaparken köylü kadınların tezgahlarından Datça’ya dair hediyelik eşya satın almayı unutmayın.
- Tekin dondurma diyorum başka da bir şey demiyorum:) net hayatımda yediğim en güzel dondurmadır kendisi. Ballı bademlisi ve incirlisinden mutlaka ama mutlaka yiyin ve beni anın:) Ege’de birçok yerde şubesi bulunan Tekin dondurmayı Palamutbükü’nde de sahilde bulabilirsiniz.
- Akşam yemeği olarak yine Palamutbükü’nde bulunan salaş mekan Kıyı restorantta sahile karşı balık yiyebilirsiniz, aman mezeleri atlamayın efsane tatlar keşfedeceksiniz. Fiyatlar gayet makul.
- Knidos Antik Kent’i ziyaret edin ve günü burada batırın.
- Datça’nın hemen her yerinde görebileceğiniz meşhur badem ve balının tadına bakın. Yine birçok yerde bulabileceğiniz meşhur badem kahvesinden için.