Belarus’u ya da öteki adıyla Beyaz Rusya’yı merak edenleri yanı başımıza alalım, sizler için Belarus’un bir Rusya eyaleti olmadığının kanıtı misali Belarus gezi rehberi hazırladım!
Kuzeyin soğuk havalarında içinizi ısıtan, kimilerinin Belarus dediği, kimilerininse Beyaz Rusya diye çağırdığı güzelim bir ülkeden bahsedeceğim bu kez. Ortada isimlerinden gelen bir karışıklık olsa da onlar Rus değil, Beyaz Rus. Popüler kültür ve dünya tarihi içerisinde Rusya’nın gölgesinden pek de kurtulamamış bu güzel ülke bizce yakından ilgilenilmeyi epey bir hak ediyor. Kültüründen tutun da, Belarus gezilecek yerler denilene kadar her şeyi anlatacağım rehberime buyrun!
İçindekiler
Nerede
Evet, Rusya’dan çok da uzakta değiliz. Belarus, Rusya’nın güneybatı tarafından komşusu. Belarus harita üzerinde yeri pek bilinmese de hemencecik bulunuyor. Ukrayna’nın yukarısında, Polonya’nın sağında, Litvanya ve Letonya’nın da yer alıyor.
Tarihi
Beyaz Ruslar’ın, Ruslarla ortak bir atası var: Doğu Slavlar. Hatta Ukraynalılar da bu soydan gelirler (Evet, onlar da Rus değil!). 6. ve 8. yüzyılda bölgeye yerleşen Beyaz Ruslar, burada kendi hallerinde takılmak isterken, pek çok devletle birtakım münasebetlere girmek durumunda kalıyorlar. İsveçlilerden tutun da, Bizanslılar’a kadar herkesin ilgisini çekmişler. Zaten o dönem, Bizans’ın pek çok yerde at koşturduğu bir dönem. Zaten ilk bin yılın sonunda Beyaz Rusları Hristiyan yapıyorlar. Olsun, diyor, Beyaz Rusya, biz yine kendi halimizde yaşayalım. Ancak bu sefer de Polonyalılar ve Ruslar rahat vermiyorlar onlara. Uzun yıllar, hatta yüzyıllar süren savaşların ortasında kalıyor Belarus. Kimi şehirlerini Polonyalılar, kimilerini de Ruslar alıyor. Hatta bir ara Napolyon dahi gelip buraları ele geçiriyor. Gel zaman git zaman komünizm ateşiyle yanıp kavrulan Sovyetler Birliği’nin içinde buluyorlar kendilerini ve doğu bloğunun içinde yer alıyorlar. Fakat en sonunda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte, 1991’de, Belarus bağımsızlığını ilan ediyor.
Yüzölçümü ve Nüfusu
Belarus nüfusu çok fazla değil, 10 milyon kadar. Tabii yüzölçümünü düşününce bu sayı oldukça makul. Zira kendileri Türkiye’nin yaklaşık olarak üçte biri büyüklüğe sahip. Hemen hemen 200 bin kilometrekare civarında. Üstelik nüfus, şehirlere gayet güzel dağıtılmış durumda. Belarus başkenti Minsk’in 2 milyonluk nüfusu saymazsak, kalan en büyük 9 şehrindeki insan sayısı 500 bini geçmiyor.
Dili, Dini ve Yaşam
Ülkenin kendine ait bir dili var: Belarusça. Ancak ülkede Belarusça bilenlerin sayısı %12 civarında. Yani oldukça az. %72 ise Rusça konuşuyor. Zaten bu iki dil, devletin resmi dili. Sadece bu tabloya bakarak dahi, Rusya’nın etkisinin ne kadar fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bu iki dilin dışında ise Ukraynaca ve Polonyaca konuşuluyor.
Belarus, dini bakımdan özgür bir ülke. Nüfusun %40 kadarı hiçbir dine mensup olmadıklarını söylüyor. Ülkenin yarısı ise Ortodoks. Onlara da bu din, az önce belirttiğimiz gibi Bizanslılar’dan kalmış durumda. Kalanların büyük bir kısmını ise Katolikler oluşturuyor.
Belarus’ta yaşam oldukça güvenli. Gece tek başınıza sokaklarda rahatça dolaşabilirsiniz. Bu yüzden de gece hayatı oldukça eğlencelidir. Fakat bu güvenliğin en büyük sebebi, ortalığın sivil polis kaynaması. Ülkede üniformalı polisten fazla sivil polis var. Öyle ki, kimse suç işlemeye cesaret edemiyor.
İklimi
Kuzeyin ayazı pistir derler. Kuru kuru soğuklar tam anlamıyla derinizin altına kadar işler. Belarus iklimi de bundan nasibini almıştır. Kışlar gerçekten çetrefilli geçer. Bir Rusya etmese de, özellikle ocak ayında -5’leri görmeniz olası. O yüzden, kışın gidecekseniz mutlaka hazırlıklı gidin. Dışarıda dolaşmayı seviyorsanız, soğuğun sizi yıldırmaması için kalın giyinmenizi öneririm.
Yazları ise çok sıcak olmaz. Gideyim de bir güneşleneyim demezsiniz belki ama rahat edersiniz. En sıcak aylarda termometre 25 – 26 dereceyi görür. Geceleri ise bu sayı yarıya düşer. Özellikle gece eğlenmeye çıkacaklara küçük bir uyarı olsun: Ne olduğunu anlamadan kendinizi titreyerek bulabilirsiniz!
Ekonomisi ve Para Birimi
Sovyet ekonomisinin iyi anlamda etkilerini görmek mümkün. Bu anlamda Belarus ekonomisi belki çok gelişmiş değildir ancak kendi makinelerini üretebilecekleri bir güçtedirler. Hatta ekonomik altyapı olarak, Sovyetler’den kalma alışkanlıkları korudukları için, ülkenin işçi sınıfı da nispeten iyi bir durumdadır. Başkent Minsk, Sovyetler zamanından kalma büyük fabrikaları barındırır. Bunlar arasında traktör, makine, otomobil motoru, beyaz eşya ve tekstil ürünleri üreten fabrikalar da vardır.
Belarus para birimi ise Beyaz Rusya Rublesi’dir. 1 Ruble yaklaşık olarak 4,65 TL’ye eşittir. Belki biz de kendi otomobil motorumuzu üretebildiğimiz zaman onlara yetişiriz, olmaz mı?
Vize
Belarus vize konusunda bize oldukça cömert davranıyor. Pasaportumuzu gösterip, 30 güne kadar vizesiz dolaşabiliyoruz. 30 günden sonrası için ise konsolosluğa başvurup vize almak gerekiyor. Ancak onu da maksimum 90 güne kadar veriyorlar. Olur da sürenizi aştıktan sonra da ülkede kalmaya devam ederseniz, kaldığınız her gün için ceza ödemek zorundasınız. Hatta kara listeye alınıp bir daha ülkeye giremeyebilirsiniz.
Belarus’a girerken bir de seyahat sigortası yaptırmanız lazım. Ancak o da çok pahalı değil. Kalacağınız gün başına 1 dolar gibi bir masrafı var. Herhangi bir acenteden kolaylıkla yaptırabilirsiniz.
Nasıl Gidilir
Uçakla. Kısa ve net 🙂 İstanbul’dan Minsk’e düzenli olarak uçak seferleri oluyor. Minsk uçak bileti fiyatları ise birazcık tuzlu. Gidiş dönüş için en az 5 bin TL’yi gözden çıkarmanız gerekiyor. Diğer şehirlere gitmek için de Minsk’ten toplu taşımaya binebilirsiniz.
Konaklama
Özellikle sırt çantalı gezginler için uçak bileti biraz tuzluya gelmiş olabilir. Ancak konaklama bu açığı kapatacaktır. Belarus otel fiyatları oldukça makul. Tabii bunu mevcut kur farkı üzerinden makul buluyorum. Ülkenin kendine has kültürüyle döşenmiş, gayet güzel ve kaliteli otelleri 200 – 500 TL arasında bir fiyata bulmak mümkün. Kalacağınız şehir tabii ki önemli ancak ülke genelinde fiyatlar pek değişmiyor. Memleketin en kaliteli otellerinde felekten geceler çalmak isterseniz de gecelik ortalama 1500 TL gibi bir parayı cepten çıkarmanız lazım.
Mutfağı
Belarus’ta hayvancılık çok gelişmiş olduğu için kırmızı eti her yerde oldukça uygun fiyatlara görebilirsiniz. Hatta etin pek çok çeşidini, farklı yemeklerde tatma imkanınız da var. Ayrıca süt ve süt ürünleri de oldukça zengin, lezzetli ve ucuzdur. Ülkede tereyağı, kefir, kaymak, peynir, kaşar ve süzme yoğurt bolca tüketilir.
Belarus mutfağı için en önemli yiyecek ise patatestir. Evet, patates. Kendisiyle pil bile yapabildiğimiz bir yiyeceğe bu kadar az önem verilmesine biraz bozulduğumuz doğrudur. Neyse ki Belarus onun hakkını vermiş. Gerçi biraz abartmış olabilirler, zira patates ile 300 farklı yemek yapıyorlar.
Balık. Belarus’ta 11 bin civarında göl vardır. Nehirleri de meşhurdur. Hal böyle olunca tatlı su balıklarından epey bir çeşidi de bünyesinde barındırıyor. Ama zaten Ukrayna ile o kadar içli dışlı ki, bütün deniz ürünlerini oradan karşılıyor.
Alışveriş
Öncelikle yemekleri sayıyorum, onlar aradan çıksın. Süt ürünlerinden dem vurmuştum. Burada peynirin türlü çeşidini bulabilirsiniz. Bulduğunuz gibi paketletip bavula atabilirsiniz. Yerken de bol bol beni anarsınız artık.
Tabii ki isimlerinde Rus geçtiği için votka da bu seyahate dahil. Votkanın pek çok çeşidini (Sonuçta patates bile 300 çeşit!) oldukça uygun fiyatlara bulabilirsiniz. Fiyatlar çok uygun. Yanı sıra Belarus çikolataları da meşhurdur.
Her ülkede olduğu gibi Beyaz Rusya’nın da kendi kültürüne özgü ahşap ve cam işleri bulunmakta. Belarus hediyelik eşya için matruşkaları saymıyorum bile. Ayrıca kuzeyin önemli kumaşlarından keten de meşhurdur buralarda. Ketenden birçok ürün bulabilirsiniz.
Gece Hayatı
Eğlenmeyi geçtim, sırf gözlem için bile gece dışarı çıkabilirsiniz. Gerçekten de kuzey insanları nev-i şahsına münhasır insanlar. Belarus gece hayatı da meşhur. Çok eğleniyorlar, nasıl eğleneceklerini de biliyorlar ama kesinlikle dans etmeyi bilmiyorlar. Fakat ülkenin her yerinde gece kulübü bulmak mümkün. Hem de fiyatları da uygun. Yazımın başlarında da belirttiğimiz gibi, güvenli bir ülke burası. O yüzden rahatça eğlenebilirsiniz.
Festivaller
Beyaz Ruslar eğlenmeyi biliyor dedim. Festivalleri de o kıvamda. Belarus hükümeti zaten festivalleri epey bir destekliyor. Destekledikleri festivaller de bizim memleketteki gibi kiraz festivalleri değil, daha kapsamlı, kültürel ve sanatsal festivaller. Sizler için birkaçını sayayım:
- Minsk Baharı
- Slavonik Teatral Buluşmaları
- Uluslararası Caz Festivali
- Çocuk ve Gençler için Sanat
- Gençlik Varyete Gösteri Sanatları
- Ulusal Belarus Şarkı ve Şiir Yarışması
Gezilecek Yerler
Mir Kalesi
Belarus’un en önemli yerleriden bir tanesi. 16. Yüzyıl’dan kalma, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde olan muazzam bir kale. Minsk’in güneybatısında bulunan Mir kentinde yer almakta.
Nesvizh Kalesi
Mir kentinin bir başka tarihi kalesi. Bu kale de UNESCO listesinde ve aynı derece muazzam. 16. Yüzyıl’ın sonlarında inşa edilen Barok tarzda bir kale.
Narachanski Ulusal Parkı
Naraç Gölü’nün hemen yukarısında kalıyor Narachanski Parkı. Beyaz Rusya tarihi için de önemli yerlerden bir tanesi bu park. Belarus’un %40’ının orman olduğu düşünülüyor.
Naraç Gölü
Belarus’un göllerinin çokluğundan bahsetmiştim. Naraç Gölü o göllerin en meşhuru ve en güzellerinden bir tanesi. Minsk’in kuzeyinde bulunuyor. Aynı zamanda Belarus’un da en büyük gölü. Hatta 20. Yüzyıl’ın başında buralar Polonya toprağıyken, Polonya’nın en büyük 3. gölüydü.
Minsk
Minsk’ten bolca bahsettim ama bu sefer şehir merkezini anlatmak istiyorum. Mimarisi ve planlamasıyla oldukça ilginç bir yer. Minsk turu size epey keyifli anlar yaşatabilir. Hele ki sokak sokak gezip, binaları ve insanları incelemeyi seven birisiyseniz mutlaka gezin.
Gomel Sarayı
Gomel, Belarus’un güneydoğusunda, Ukrayna sınırına yakın bir yerde kalan bir şehir. Epey de güzel bir şehir. Gomel Sarayı ise, 18. Yüzyıl’ın sonlarında inşa edilmiş harika bir yapı. Belli ki Belarus kaleleriyle de ünlü bir memleket. Rus Devrimi’nden sonra burası müzeye dönüştürülmüş durumda. Hala da müze olarak faaliyet gösteriyor.
Grafiti Sokağı
Evet bildiğimiz grafiti. Minsk’te bir sokak var, bu sokaktaki bütün evler, bütün duvarlar grafiti ile kaplı. Üstelik oldukça kaliteli grafitiler bunlar. Son yıllarda bizim memlekette de epey güzel grafitiler bulmak mümkün. Bu anlamda bize epey benziyorlar. Rengarenk, tatlış bir sokak burası.
Anlatması benden gezmesi sizden! İyi tatiller!